1995 yılıydı aklım yanıltmıyorsa. Rutin Kızılay'a inişlerim sırasında, sırasıyla bütün kitapçılara uğrardım - hem kitapların o sıcacık dünyasının huzurunu paylaşmak hem de okumak istediğim kitaplara ulaşmak için.-
Okumaya başladığımda, dizeleri çeviri de olsa beni çok etkilemişti.
Kullandığı imgeler, derinlemesine ruhumu, aklımı aydınlattı sanki o an. Biçim kendine hastı, soluksuz okunuyordu. 24 yaşında genç bir anne olsam da o zamanlar , ölüm olgusunu, şu 49 yaşımda hissettiğim kadar derin hissedemesemde, kimi şiirlerini şairin, gözlerim dolarak seslediğimi anımsıyorum bugün;
...
"Hiç anlamadım
bir annenin hak istemesini
çocuğunun ruhundan.
Pek çok kez
bu yanlışı yaptım
sevdiğimde, sanarak
yabanıl bir sesin
kendini dışa vuran ruh olduğunu-
Ama seninle böyle değil,
seni tutsam da kucağımda hep.
Doğdun sen, uzaklardasın.
Bu haykırışların anlamı ne olursa olsun,
geliyor ve gidiyorlar
seni kucağıma alsam da, almasam da,
yanımda olsan da, olmasan da.
Ruh sessizdir.
Konuşmaya kalkışırsa,
düşlerde konuşur. "**
Diye seslenmişti, oğluna ve bizlere 'Ağlayan Çocuk' şiirinde...
Louise Glück ile tanışmamın yirmi beşinci yılında, dün, bugünlerde hayli ihtiyacımız olan, güzel bir haber okudum medyada. Benim yirmili yaşlarda keşfettiğim şairim, Nobel Edebiyat Ödülü'nün bu yılki kazananı olmuş.
Her ne kadar boşluğa sesleniş olsa da, yürekten tebrikler Louise Glück...
*Louise Glück, 2020 Edebiyat Ödülü verilen Amerikalı Şair
**Louise Glück Seçme Şiirler, ' Ağlayan Çocuk'
Çeviren :Güven Turan, 1994 Yapı Kredi Yayınları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder